Heykel Rezidansı

Dr. Fazıl Küçük Parkında Herkes İçin Sanat Heykel Parkı

Rezidans Hakkında

‘Herkes için Sanat’ projesi kapsamında altı haftalık bir heykel rezidansı gerçekleştirildi! Yapılan açık çağrı sonucunda yarışmayı kazanan sanatçıların heykelleri Lefkoşa’daki Dr. Fazıl Küçük parkında kalıcı olarak yer buluyor..

Rezidans Programı, tüm Kıbrıs adasını kapsayacak şekilde heykel sanatçılarına çağrı yaparak, Lefkoşa’daki Dr. Fazıl Küçük Parkı’na 6 haftalık bir çalışmanın sonunda toplamda 5 özgün heykel yerleştirilmesini sağlamış ve Lefkoşa’ya ilk kamusal alanda sanat örneklerini bir park bünyesinde kazandırmıştır.

Heykel Rezidansı, EMAA ve LTB iş birliğinde, ve GAÜ’nün de kısmi sponsorluk desteği ile yapıldı.

Jüriliğini Yrd. Doç Dr. Devrim Yücel Besim (UKÜ), Yrd. Doç Dr. Mehmet Adil (GAÜ), İlkem Tunar (LTB), Prof. Dr. Gökçe Keçeci (EMAA), Dr. Esra Plümer Bardak (EMAA) ve Zehra Şonya (Sanatçı, EMAA)’nın üstlendiği yarışmayı kazanan sanatçılar Dize Kükrer, Eda Zeybel – Gönen Karagil – Nurtane Karagil, Naz Atun, Sinem Akın oldu.

Bu proje ile, heykeli/sanatı erişilmez ve anlaşılmaz olmaktan çıkartmak amacı ile başkent Lefkoşa’daki bir parkı heykellerle yeniden düzenleyerek, diğer kamusal sanat örneklerinin de hayata geçirilmesinde kolaylaştırıcı bir rol oynanmıştır.

Dize Kükrer - 2021

“Ev - Home”, Demir profil, sac, paslanmaz çelik levha, 365x300x365cm

Psikocoğrafya, içinde bulunulan mekanın insan üzerinde etkileri olduğunu ileri süren Situationist’lerin sıkça kullandığı terimlerden biridir. Davranışlarımızı içinde yaşadığımız şehir şekillendirir; şehirdeki yönler ve varış noktaları günlük hayatımızdaki rotaları belirler. Sanatçı, bu ipuçlarını takip ederek, Lefkoşa’dan aldığı izlenimini tarif ettiği bir yerleştirme yapmıştır. Yerleştirmenin genel biçimi, Lefkoşa’nın haritadaki sınırları baz alınarak, şehrin katmanlı ve dinamik deneyimininin geometrik olarak yorumlanmasından ortaya çıkmıştır. Algı ve gerçeklik kavramlarını, mekansal müdahaleler üzerinden sorgulayan sanatçı, şehri kocaman bir ev olarak hayal edip, dört ana yöne göre yerleştirilmiş yansıtıcı ve metalik yüzeylerle devasa bir oyun alanı yaratıyor.

Sanatçı hakkında:

Dize Kükrer, 1990 yılında Lefkoşa’da doğdu. 2007 yılında Türk Maarif Koleji’nden mezun olduktan sonra, mimarlık ve sanat eğitimi almak üzere İngiltere’nin Plymouth kentine gitti. Güzel Sanatlar fakültesinden mezun olduktan sonra Kıbrıs’a döndü ve 2016 yılında Frederick Üniversitesinde Disiplinlerarası Tasarım yüksek lisans programını tamamladı. Bir araç olarak zaman ve mekânı kullanan Dize, yerleştirmelerinde bu iki kavramın bellekle olan ilişkisini irdeleyerek, gözden kaçan olayların ve hikayelerin somut izlerini oluşturmaya çalışır. Psikoloji ve felsefe çalışmaları için önemli kılavuzlardır. Yerleştirmeler haricinde, resim, kolaj ve yaratıcı yazarlık konularında da çalışmaları bulunmaktadır.

Naz Atun - 2021

“Yere Uzanan Biri - one who lays on the ground”, Yutong taş oyma, 600x175x180cm

Sanatcının tasarladığı bu heykel, taşıdığı tüm yükü bırakırmışcasına kendini yeryüzüne teslim etmiş, toprağın üzerinde eriyip, adeta toprakla bütünleşmiş bir insan figürüdür. Bu figür, insanın kendi özüne duyduğu özlemin bir yansımasıdır.

İnsan, artık çoğunlukla bir ekran önünde otururken geçirdiği hayatında doğa ile bağı kopmuş, toprağa basmaz, kendinin bu bütüne ait olduğunu fark etmez olmuştur. Bu yere uzanmış figür ile sanatcı çocukluğunda hissettiği bir hissi anlatıyor. Tüm ağırlığını yere bırakarak doğa ve toprak ile bütünleşmiş, tüm sakinliği ile sadece oraya uzanmış biri, ya da buna duydugu özlemi anlatıyor.

Bu heykelin ona bakan herkese bunu hatırlatması, çocukların üzerine tırmanıp oynayabilece- kleri kadar alçak gönüllü, kucaklayıcı ve insana ulaşan bir tavırda olması amaçlanmıştır.

Sanatçı hakkında:

1984 yılında Lefkoşa’da doğdu. 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel bölümünden mezun olduktan sonra eğitimine Londra‘da devam etti. University of the Arts London’ da grak tasarım üzerine yüksek lisansını tamamladı ve Londra’da edindiği çeşitli iş deneyimlerinin ardına 2012 yılında adaya döndü.

Şu anda, Doğu Akdeniz Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı bölümünde halen daha ders vermekte, grakerlik yapmakta ve kişisel atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

Nurtane Karagil - Eda Zeybel - Gönen Karagil - 2021

“Rağmen - in spite of”, Karışık Teknik, 170x370x90cm

Eserde; yalınayak, çocukumsu, cinsiyeti kadın olan bir insanın, neredeyse kendisi kadar ve muhtemelen ondan daha ağır, sağlıklı bir ağacı, füze üzerinde ilerlerken, taşıdığını görürüz. Anlatılmak istenen kadının sürekli kırılgan ve narin olarak nesneleştirilmesinin ötesinde, yaşamını onu öldüren zihniyetin peşi sıra güçlenerek sürdürebiliyor olmasıdır. Ayaklarının çıplaklığı, doğaya yani bütüne uyumluluğunu, göğe bakışı da umudu simgeliyor gibi zırvalayabiliriz. Ama, daha büyük bir gerçeğe, burdan el sallamalıyız. Bilincini, öğretilerin ötesinde, kendi elleriyle tekrardan yaratıp beslemek zorunda kalan bu cinsiyet, varlığını koruyabilmesiyle aslında güce, iç huzura ve barışa da kendiliğinden hizmet eder. Bütünü yeniden toparlar ve bize eksiklerimizi hatırlatır. İyileştiricidir.

Ekip hakkında

Eser Nurtane Karagil’in tasarımı olup , Gönen Karagil ve Eda Zeybel işbirliğinde hayata geçirilecektir. Nurtane Karagil, Güzel Sanatlar alanında çağdaş sanat üzerine yoğunlaşarak Kıbrıs’ta hissedilen gündelik hayat sorunları üzerine uygulamalar yapar. Çalışmaları, bulunduğu alanların ve yaşadığı deneyimlerin, bireysel yorumlanmaları üzerine ilerler. Gönen Karagil Mağusa Kale Pasajı’nda gitar yapımı ve telli calgıların tamirati üzerine bir dükkan & atölye sahibidir. Gerek ahşap gerek metal konstruksiyon üzerine yoğunlaşmış bir iş planı çerçevesinde ilerlemektedir. Eda Zeybel ise , sanatçı ve bireyi buluşturmak ve sanat fikri, üretim fikri üzerine kurulmuş sosyal ve lokal bir satış – workshop mağazası olan ‘’Atölye Sanat Sepet’’ dükkanının sahibidir. Maja Stained Glass & Mosaics ismi altında kendi deneyimleri ile öğrenip, yıllar içerisinde geliştirdiği cam vitray & mozaik sanatını uygular.

Sinem Akın - 2021

"EV - The Earth", metal profil, metal saç plaka, 300x180x50cm

Sanatçı çalışmasını ortaya koyarken demokratik değerleri oluşturan kavramlar üzerinden yola çıkmaktadır. En temelde var olan mekânı yani “ev” temasını çalışmasında irdelemektedir. Ev kavramı fiziksel bir yapıtın ötesinde sosyal olguların merkezidir. İnsan varlığının ilk kabuğudur. Benlik, aidiyet, hafıza, hatıra, aile gibi farklı dinamikleri bir arada tutan bu yapı sanatçıda mekân sorgulamalarının oluşmasına zemin hazırlamıştır. Metal malzeme kullanarak gerçekleştirdiği bölünmüş, kapatılmış pencereler insan yaşamının olay örgülerinin geçtiği fiziksel yapıları, yine metal malzeme kullanarak gerçekleştirdiği kuş imgeleri insanı temsil etmektedir.

Sanatçı hakkında:

1989 Antalya doğumlu. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi mezunudur. 2008 yılında Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümüne girdi ve 2012 yılında bölüm birinciliği ile mezun oldu. Pedagojik Formasyon eğitimi alarak eğitim bilimleri derslerini de başarılı bir şekilde tamamlamıştır. 2013 yılında Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Heykel Ana Sanat Dalına girdi ve 2017 yılında Yüksek Lisans eğitimini başarıyla tamamladı. 2019 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Resim-İş Eğitimi Ana Bilim Dalında Doktora Programına girerek eğitimine devam etmektedir. Yakın Doğu Üniversitesi Kıbrıs Modern Sanat Müzesi Heykel ve Döküm Atölyesinde sorumlu öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Birçok sergi, çalıştay ve sempozyuma katılarak çalışmalarını izleyici ile buluşturmuştur. Atölyesinde sanat çalışmalarına devam etmektedir.

Zehra Şonya - 2021

“Hep Birlikte - Together”, metal, 400x400x65cm.

Rezidans programının temel değerleri düşünülerek yaratılan bu eser din, dil, ırk, sosyal statü, vb olmaksızın birlikte yaşayabilmenin olasılığını sorgulamaktadır. Farklılıkların zenginlik olarak görülmesi, ötekileştirme yerine empati kurulması ve diyalog yollarının gelişmesi, insanlar arası dayanışma, hoşgörü ve sevgi bağlarının güçlenmesi şüphesiz daha yaşanabilir bir dünyanın da yaratılması için gereklidir. Birlikte kardeşçe ve özgürce yaşanılacak böylesi bir dünya ancak bu değerler doğrultusunda kenetlenen ve birlikte hareket edebilen insanların mücadelesi ile mümkün olacaktır. Şonya’nın gönüllü olarak gerçekleştirdiği bu heykeli de, bu ruhun yansımasıdır.